Türkçe Meal Yazanlar, Osmanlı’nın son dönemlerinden başlayarak günümüze kadar, Kur’an metninin Türkçeye aktarılması ve bu sürecin farklı yöntemlerle sürdürülmesi konusunda çok sayıda eser üretmiş kişileri ve kurumları kapsayan önemli bir alanı ifade eder. Tarihsel bakımdan incelendiğinde, Türkçe Meal Yazanlar genellikle Kur’an’ı daha iyi anlama, topluma ulaştırma ve okuyucunun metni doğrudan kavramasını sağlama gibi amaçlarla bu işe gönül vermişlerdir. Her bir mütercim ya da kurum, kendi yaklaşımını, dönemin dil hassasiyetini ve ilahiyat birikimini eserlerine yansıtmış, böylece çeşitli metotlar ve üslup özellikleriyle şekillenen geniş bir literatür ortaya çıkmıştır. Aşağıda, öne çıkan belli başlı Türkçe meal çalışmalarını yürüten kişiler ve kurumlar sıralanacak, her birinin ne zaman yaşadığı, hangi eseri yazdığı ve bunu hangi saikle gerçekleştirdiğine dair bilgiler sunulacaktır. Ayrıca bu tablo, Türkçe meal geleneğinin ne kadar geniş ve zengin bir yelpazeye sahip olduğunu da göstermeyi amaçlar.
A. ADNAN SÜTMEN
A. Adnan Sütmen, 20. yüzyılın ikinci yarısında eser veren Türkçe Meal Yazanlar arasında yer alır. Doğum tarihiyle ilgili kesin bilgiler sınırlı olmakla birlikte, 1900’lerin ortalarından itibaren dinî ilimlerle ilgilendiği, özellikle de Kur’an’ın Türkçe meali hususunda çalışmalar yaptığı bilinmektedir. Mütercim, “Kur’ân-ı Kerîm’in Meâlen Manzum Açıklaması” adlı eseriyle öne çıkar. Eserin 1984 yılında basılması, Sütmen’in dönemin okuruna farklı bir formla hitap etme isteğini gösterir. “Manzum” ifadesi, onun şiirsel bir çeviri denemesine giriştiğini kanıtlar. Bu çalışma, Kur’an mesajını Türkçe edebî geleneğe uyarlamaya çalışırken anlam kaybına yer vermemek için de çaba sarf etmiştir. Eleştirmenler, manzum çevirilerde ölçü ve kafiye gibi unsurların önemini vurgularken, ayetlerin özgün içeriğinin ne ölçüde yansıtıldığına dair tartışmalar yürütmüştür. Yine de Sütmen’in eseri, Türkçe Meal Yazanlar arasında özgün bir çaba olarak literatürde yer almaktadır.
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI
1900 yılında doğan ve 1982’de vefat eden Abdülbaki Gölpınarlı, Mevlânâ ve tasavvuf araştırmalarıyla tanınan bir akademisyen ve yazardır. Ancak onun katkıları yalnızca tasavvuf alanıyla sınırlı kalmaz; “Kur’ân-ı Kerîm’in Anlamı” adlı meali de 1955’te yayımlayarak, Türkçe Meal Yazanlar içerisindeki önemli isimlerden biri olmuştur. Gölpınarlı, eserin hazırlanmasında sade ve akıcı bir dil kullanmaya özen göstermiş, aynı zamanda tasavvufî birikimini de metne yansıtmıştır. Kimi araştırmacılar, bu tasavvufî vurgunun ayetlerin yoruma açık kısımlarında belirginleştiğini, özellikle içsel ve sembolik anlamlara dikkat çektiğini belirtir. Bununla birlikte Gölpınarlı’nın çabası, okurun Kur’an metniyle daha samimi bir ilişki kurmasını sağlamak amacıyla yapılmış nitelikli bir girişim olarak değerlendirilir.
ABDULLAH ÂTIF TÜZÜNER
1900’lerin ortalarında Türkçe Meal Yazanlar kervanına katılan Abdullah Âtıf Tüzüner, “Kur’ân-ı Kerîm ve Türkçe Meâli” adlı çalışmasını 1970 yılında yayımlamıştır. Tarihsel olarak bakıldığında, Cumhuriyet’in ilk dönemlerinden sonra yetişen alimlerin, hem klasik İslami kaynaklardan hem de modern dil reformlarının etkisinden beslendikleri görülür. Tüzüner de, eserin dili konusunda sadeleşmiş ve anlaşılır bir Türkçe’yi tercih etmiş, klasik tefsir birikiminden yararlanarak ayetlerin nüzul sebepleri ve Arapça kelime kökenlerini dipnotlarda açıklamaya gayret etmiştir. Böylece hem akademik çevreye hem de halka yönelik bir köprü oluşturmuştur.
ABDULLAH AYDIN
Abdullah Aydın’ın “Kur’ân-ı Kerîm ve Meâl-i Celîlesi” adlı eseri, 1979 tarihinde yayımlanarak Türkçe Meal Yazanlar listesinde yerini almıştır. Yazar, geleneksel Osmanlı Türkçesi ile Cumhuriyet sonrası Türkçesi arasında denge kurmaya gayret eden isimlerdendir. Eserinde, ayetlerin kelime anlamlarına sadık kalırken, güncel Türkçeye de yer vermeye çalışmıştır. Ayrıca parantez içi açıklamalarla metnin izahını kolaylaştırması, dönemin diğer meallerinde de yaygın görülen bir yöntemdir. Abdullah Aydın’ın meali, Türkiye’de Kur’an meali okuyan kitle tarafından klasik kaynaklara bağlılığı ile tanınır.
ABDURRAHMAN ABDULLAHOĞLU
“Âyetlerin iniş sırasına göre meâl” başlıklı eseriyle tanınan Abdurrahman Abdullahoğlu, Ozan Yayıncılık tarafından basılan bu çalışmasında kronolojik sıralamaya önem vermiştir. Klasik Mushaf dizilimi dışında, ayetlerin nüzul sürecini takip etmeyi amaçlayan bu metot, Türkçe Meal Yazanlar içinde farklı bir yaklaşım sunar. Bu tür çeviriler, okura Kur’an’ın tarihsel süreç içerisinde peyderpey indiği gerçeğini daha somut biçimde gösterir. Dolayısıyla, her surenin hangi sosyo-kültürel ortamda indiğini kavramak isteyenlere hitap eden bir eserdir. Abdullahoğlu’nun ne zaman doğduğu, hangi yıl vefat ettiği konusundaki bilgiler sınırlı olsa da, mealinin yöntemi kendisini öne çıkarmıştır.
ADEM UĞUR
Adem Uğur, “Kur’ân Meâli” adıyla bilinen çalışmasıyla modern dönemde eser veren Türkçe Meal Yazanlar arasında yer alır. Kesin yayın tarihi net olmamakla birlikte, 20. yüzyıl sonları veya 21. yüzyıl başında bu çalışmanın okurla buluştuğu ifade edilir. Eserde, geleneksel tefsir literatüründen yararlanmanın yanı sıra sade bir Türkçe kullanımı göze çarpar. Özellikle ayetlerin Türkçeye aktarımında dönemin dil zevkini gözettiği, kitlesel okura ulaşmayı hedeflediği söylenebilir.
AHMED DAVUDOĞLU
İslam hukuku, akaid ve tefsir alanındaki çalışmalarıyla bilinen Ahmed Davudoğlu, “Kur’ân Meâli” isimli eserle de Türkçe Meal Yazanlar arasında yerini alır. Uzun süre medrese kültürü içinde yetişen Davudoğlu, mealinde geleneksel tefsir kaynaklarına dayalı açıklamalar yapmaya özen göstermiş, Arap diline hakimiyetini çeviride kullanmıştır. Yaşadığı dönemde dinî ilimlere verdiği önem, bu meal çalışmasıyla somutlaşır. Eserinin hangi tarihte yayımlandığına dair net bir bilgi olmamakla beraber, 20. yüzyılın ikinci yarısında kaleme alındığı bilinmektedir.
AHMET AĞIRAKCA – BEŞİR ERYARSOY
Birlikte hazırladıkları iki ayrı eseriyle tanınan Ahmet Ağırakca ve Beşir Eryarsoy, hem Buruç Yayınları (1995-1999) tarafından yayımlanan “Kur’ân Meâli” hem de Fikir Yayınları tarafından basılan “Nüzul Sebepli Kur’ân Meâli” ile okura ulaşmıştır. İlk eserde geleneksel Mushaf tertibine sadık kalınırken, ikinci eserde özellikle nüzul sebeplerinin üzerinde durulmuş, ayetlerin iniş şartları vurgulanmıştır. Bu iki eser, 90’lı yıllar sonrasında hız kazanan meal çalışmalarında metodolojik çeşitliliği göstermesi açısından önemlidir. Ahmet Ağırakca ve Beşir Eryarsoy, 20. yüzyılın ikinci yarısında doğmuş, Cumhuriyet Türkiye’sinin akademik ve entelektüel atmosferinde yetişmiş kişilerdir.
AHMET OKUTAN
“Kur’ân-ı Kerîm’in konularına göre ayrılmış Türkçe anlamı” başlıklı çalışmasını 1967’de yayımlayan Ahmet Okutan, ayetleri konularına göre sınıflandıran çevirmenlerden biridir. Böylece okura, belli temalar etrafında toplu biçimde ayetleri inceleme imkânı sunar. Konularına göre yaklaşım, Türkçe Meal Yazanlar arasında nispeten daha az rastlanan yöntemlerdendir. Kitap, akademik araştırmalara kaynaklık etmesi bakımından da dikkat çeker.
AHMET TEKİN
“Kur’ân’ı Anlamaya Doğru -Tefsîrî Meâl-” ismiyle Kelam Yayınları tarafından basılan eseri, Ahmet Tekin’in Kur’an ayetlerine dair geniş tefsirsel yorumlarını ihtiva eder. Tefsîrî mealler, salt çeviriye ek olarak mufassal açıklamalar barındırdığı için özellikle derinlemesine inceleme yapmak isteyen okura hitap eder. Bu çalışma, Tekin’in Arap dili ve klasik tefsir birikimi ile modern yorumları harmanlayan yaklaşımını yansıtır.
ALİ BULAÇ
1951 doğumlu olan Ali Bulaç, İslam düşüncesi, sosyoloji ve felsefe gibi alanlardaki çalışmalarıyla bilinir. “Kur’ân-ı Kerîm’in Türkçe anlamı” adlı eseri, 1983’te Çıra Yayınları tarafından yayımlanarak geniş okur kitlesine ulaştı. Modern Türkçe’nin gerekliliklerini gözetmekle birlikte, ayetleri çevirirken Arapça metne bağlı kalmada titizlik gösterdiği bilinmektedir. Türkçe Meal Yazanlar içinde, modern sosyal bilim perspektifini dinî metinle harmanlama çabasıyla da tanınır.
ALİ FİKRİ YAVUZ
Cumhuriyet döneminin ilk yarısında yetişen âlimlerden biri olan Ali Fikri Yavuz, “Kur’ân-ı Kerîm ve Meâli Âlîsi” adıyla 1967’de yayımladığı çalışmasıyla bilinir. Hem Osmanlı Türkçesine hem de yeni Türkçeye hakim olması, meali hazırlarken dönemin dil devrimi etkisini göz önünde bulundurmasını sağlamıştır. Bu eser, klasik Türkçe’nin izlerini taşımakla birlikte, geniş halk kitlelerine ulaşacak bir üslup da benimser.
ALİ ÖZEK – HAYREDDİN KARAMAN VE DİĞERLERİ
1982’de yayımlanan “Kur’ân-ı Kerîm Meâli”, çok sayıda ilahiyatçının ortak gayretiyle hazırlanmıştır. Prof. Dr. Ali Özek ve Prof. Dr. Hayreddin Karaman başta olmak üzere, çeşitli akademisyenlerin katkıda bulunduğu bu çalışma, Türkçe Meal Yazanlar arasında kolektif bir emeğin örneğidir. Her mütercim kendi ilmi birikimini katmış, sonuçta dipnotlarla zenginleştirilen, anlaşılır bir Türkçe’ye sahip kapsamlı bir metin ortaya çıkmıştır.
ALİ RIZÂ SAĞMAN
1980’de yayımlanan “Lafzen ve Meâlen Kur’ân-ı Kerîm’in Tercemesi” adlı eserin yazarı olan Ali Rızâ Sağman, lafzî çeviri yöntemini vurgulayarak ayetlerin kelime dizilişine mümkün mertebe sadık kalmaya çalışmıştır. Lafzî çevirilerin okunuş açısından zorlu olabileceği, ancak Arapça ifadelerin gramatikal özelliklerini araştıranlar için değerli olduğu hatırlanmalıdır. Bu bakımdan Sağman’ın eseri, Türkçe Meal Yazanlar arasında daha spesifik bir okuyucu kitlesine hitap eder.
ALİ ÜNAL
“Kur’ân-ı Kerîm ve Meâli” adlı çalışması, Define Yayınları tarafından basılan Ali Ünal, 21. yüzyılın başlarında öne çıkan mütercimlerden biridir. Eserinde geleneksel tefsir kaynaklarını, modern dilbilimsel yaklaşımlarla birleştirmiş; okurun ayetlerin mesajını doğru ve eksiksiz kavraması için epey detaylı dipnotlar sunmuştur. Türkçe Meal Yazanlar listesinde, çağdaş bir üslup ve derinlemesine açıklamalarla dikkat çeken isimlerden biridir.
BEKİR SADAK
1998’de Çaprı Yayınları tarafından basılan ve “Ahmet Hulusi Kur’ân-ı Kerîm Meâli” olarak anılan çalışmada Bekir Sadak’ın katkıları söz konusudur. Burada “Ahmet Hulusi” adı farklı yayıncılık tercihleriyle ilgili bir etiket olsa da, Sadak’ın mealde sade bir Türkçe kullanma gayreti dikkat çeker. Bu eser, yayım süreci boyunca farklı okur kitlelerinden ilgi görmüştür.
BESİM ATALAY
1962’de yayımlanan “Kur’ân-ı Kerîm Meâli” başlıklı eseriyle tanınan Besim Atalay, Cumhuriyet’in dil reformundan etkilenen kuşağa mensuptur. Atalay’ın meali, Türkçe’deki Arapça-Farsça kökenli kelimelerin kullanımını azaltmaya yönelik tutumuyla bilinir. Yazarın hedefi, halk tarafından kolayca anlaşılabilecek bir Kur’an metni oluşturmaktı.
CEMİL KILIÇ
2013 yılında Güz Yayınları aracılığıyla basılan “İslamı Anlamak İçin Türkçe Kur’an” adlı mealiyle tanınan Cemil Kılıç, günümüz ilahiyatçı yazarlarındandır. Eserde, modern okumaların ve sosyolojik yorumların izleri görülür. Aynı zamanda dilin sadeleştirilmesi ve ayetlerin tarihi bağlamının detaylandırılması, Kılıç’ın tercih ettiği yöntemlerdir.
CEMİL SAİD
1924’te yayımlanan “Kur’ân-ı Kerîm Tercemesi”, Cumhuriyet’in ilk yıllarında basılan öncü meal örneklerinden biridir. Cemil Said, o dönemde Arap harflerinden Latin harflerine geçiş süreci yaşanırken, Kur’an’ı Türkçe okura ulaştırma görevi üstlenmiştir. Eseri, Türkçe Meal Yazanlar literatürünün köşe taşları arasında değerlendirilir.
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI
1990 yılında yayımlanan “Diyanet İşleri Meâli”, kurumsal olarak hazırlanan ve Türkiye’de geniş ölçüde başvurulan meallerden biridir. Diyanet İşleri Başkanlığı, bu meali kalabalık bir ilahiyatçı ekibiyle hazırlamıştır. Dilde sadelik ve Mushaf sıralamasına bağlılık, eserin karakteristik özellikleridir. Türkiye’de pek çok camide, Kur’an kursunda ve resmî kurumda yaygınca kullanılması, bu çeviriyi öne çıkarmıştır.
DİYANET VAKFI
Diyanet Vakfı da 1993 yılında kendi adıyla “Kur’ân-ı Kerîm Meâli” yayımlamıştır. Bu eser, yine uzman bir kadro tarafından hazırlanmış olup, Diyanet İşleri Başkanlığı mealiyle benzerlik gösterse de, kullanılan dil ve sunum yöntemleri bakımından küçük ayrıntılar içerir. Her iki kurum da, Türkçe Meal Yazanlar arasında kurumsal çeviri girişimlerini temsil eder.
EDİP YÜKSEL
1957 doğumlu Edip Yüksel, “Mesaj: Kur’ân Çevirisi” adlı eseriyle (2000, Ozan Yayıncılık) kamuoyunun dikkatini çekmiştir. Yazar, ayetlerin çevirisinde kelime seçimlerine dair yenilikçi tercihler yapar. Aynı zamanda çeviri notlarında “19 Mucizesi” olarak bilinen yaklaşımla bağlantılı fikirler de yer alır. Bu durum, meale özgün bir boyut kazandırmakla birlikte tartışmalara da kapı aralamıştır.
ERHAN AKTAŞ
2015 tarihli “Kerim Kur’an” adlı çalışma ile Türkçe Meal Yazanlar listesine dahil olan Erhan Aktaş, eserde Kur’an’ın hem içsel bütünlüğünü hem de Türkçe dilinin imkânlarını gözettiğini savunur. Dipnotlarında, ayetlerin tarihsel ve filolojik yorumlarına yer verir. Yazarın amacı, okura derinlikli bir içerik sunarken dilde de sadelik sağlamaktır.
ELMALILI MUHAMMED HAMDİ YAZIR
1878’de Antalya’da doğan ve 1942’de vefat eden Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Cumhuriyet dönemi Türkiye’sinin en saygın din âlimleri arasında yer alır. 1935’te yayımlanan “Hak Dini Kur’an Dili” eseri esasen tefsir özelliği taşır, ancak içinde kapsamlı bir Türkçe meal de bulunur. Osmanlı ilim geleneğiyle Cumhuriyet’in dil reformu arasındaki geçiş döneminin izlerini barındıran bu çalışma, hâlen pek çok ilahiyatçının başvurduğu başlıca kaynaklardan biridir.
ENVER BAYTAN
1987’de “Kur’ân-ı Kerîm ve Türkçe Meâl-i Âlîsi” adlı eseri yayımlanan Enver Baytan, Arap diline hâkimiyetiyle tanınır. Meali hazırlarken, klasik tefsir kaynaklarından istifade eder ve okura derli toplu bir metin sunar. Dili, dönemine göre akıcı fakat yer yer Osmanlıca tabirleri de içeren bir üslup olarak değerlendirilir.
PROF. DR. GAZİ ÖZDEMİR
“Son Davet Kur’ân” adıyla Şira Yayınları tarafından basılan eseriyle bilinen Gazi Özdemir, tıp alanındaki akademik kimliğiyle de öne çıkar. Bu meali hazırlarken bilimsel yaklaşımı ön plana çıkarıp ayetlerin modern bilimle uyumunu sorguladığı dipnotlara yer vermesi, eseri farklı kılan başlıca özelliklerden biridir.
HACI MURAD SERTOĞLU
1955’te yayımlanan “İslâm’ın mukaddes kitabı Kur’ân-ı Kerîm’in Türkçe tercüme ve tefsîri” adlı eseri, Hacı Murad Sertoğlu’nun dil, tefsir ve tarih bilgisini yansıtır. Eserdeki tefsir kısımları, ayetlerin geleneksel İslami kaynaklardaki karşılıklarına odaklanırken, sade bir Türkçe kullanma gayreti göze çarpar.
HAKKI YILMAZ
“Nüzul Sırasına Göre Necm, Necm Kur’ân’ın Türkçe Meâli” çalışması, İşaret Yayınları tarafından basılarak Türkçe Meal Yazanlar içerisinde kronolojik sıralamaya önem veren eserlerden biri konumundadır. “Necm necm” ifadesi, ayet gruplarına atıfta bulunur ve Hakkı Yılmaz’ın, vahyin yavaş yavaş inmesini okura hissettirme çabasını gösterir.
HALİL UYSAL
“Kelime Meâli” adlı eseriyle Kitap Kent tarafından yayımlanan Halil Uysal, okura kelime-bazlı bir anlayış sunmayı hedefler. Kelime meallerinde her bir Arapça kelimenin Türkçe karşılığı satır satır yer alır. Bu yöntem, özellikle Arapça öğrenenler için faydalı olsa da, dil akıcılığı açısından güçlükler barındırabilir.
HAMDİ DÖNDÜREN
“Kur’ân-ı Kerîm Evrensel Çağrı / Yüce Meâl ve Tefsiri” başlıklı eserinde (Çelik Yayınevi), klasik tefsir esaslarını korurken modern tefsir yaklaşımlarını da dâhil etmiştir. Özellikle ahkâm ayetlerini anlatırken konunun fıkhî boyutlarına değinmesi, esere özgün bir renk katar.
HASAN BASRİ ÇANTAY
1952’de yayımladığı “Kur’ân-ı Kerîm ve Meâl-i Kerîm”, Hasan Basri Çantay’ın ilahiyat sahasındaki deneyimlerini yansıtır. O dönemdeki dili, Osmanlı mirasından koparmamaya çabalayan, ancak sadeleşme akımına da uzak kalmayan bir üslup kullanmıştır. Meali hazırlamasındaki temel amaç, Kur’an’ın anlamını geniş kitlelere taşıyabilmektir.
HASAN TAHSİN FEYİZLİ
“Feyzü’l Furkan Kur’ân” ismiyle Server İletişim Yayınları tarafından basılan eseri, eğitim amaçlı kullanılabilecek ders notlarını andırır. Hasan Tahsin Feyizli, özellikle Kur’an eğitiminde öğrencilere destek olacak şekilde detaylı yorumlar ve ek bilgiler sunar.
HİKMET TAŞKIN
1989’da yayımlanan “Kur’ân bize ne diyor?” adlı meali, Madve Yayınları baskısıyla okuyucuya ulaşmış, anlaşılır bir anlatımla kaleme alınmıştır. Hikmet Taşkın, okura ayetlerin sosyal ve ahlaki yönlerini vurgulayan metinler sunar ve özellikle günlük hayattaki uygulamalarına dikkat çeker.
HÜSEYİN ATAY – YAŞAR KUTLUAY
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 1961’de basılan “Kur’ân-ı Kerîm ve Türkçe anlamı” eserinde, bu iki ilahiyatçının ortak imzası bulunur. Klasik kaynaklardan yararlanmanın yanı sıra, dönemin Türkçe kullanımını da dikkate alan bir çeviri sunmuşlardır. Resmî kurum yayınlarının erken örneklerinden olması, eseri tarihi açıdan da önemli kılar.
İMAM İSKENDER ALİ MİHR
Mihr Yayınları tarafından 2000 yılında yayımlanan “Kelime Kelime Kur’ân Meâli”, yine kelime bazlı bir çeviri yaklaşımını benimser. Bu tür çalışmalar, Arapça gramerini öğrenenlere kolaylık sağlarken, anlam akışını bütüncül olarak yakalamak isteyenler için zorluk yaratabilir. Ancak İmam İskender Ali Mihr, açıklamalı dipnotlar aracılığıyla bu açığı kapatmaya çalışmıştır.
İSMAİL HAKKI BALTACIOĞLU
1957’de yayımlanan “Kur’ân Meâli” ile Türkçe Meal Yazanlar kervanına katılan İsmail Hakkı Baltacıoğlu, akademik ve eğitimci kimliğiyle bilinir. Bu özellikleri, metnin içerik düzenlemesinde ve kullanılan dilde göze çarpar. Öğrencilere ve genel okuyucu kitlesine hitap etmesi, meali popüler hale getirmiştir.
İSMAİL KAZDAL
Erguvan Yayınevi tarafından basılan “Kur’ân-ı Kerîm’in Türkçe Meâli” çalışması, 20. yüzyılın son çeyreğinde yayımlanarak özellikle modern okuyucu kitlesine yönelik sade bir dil kullanır. Kazdal, ayetleri açıklarken kısmen tefsir kaynaklarına başvursa da, yorumu minimal düzeyde tutar.
MAHMUD USTAOSMANOĞLU
Nakşibendî geleneğinin önde gelen isimlerinden biri olan Mahmud Ustaosmanoğlu, “Kur’ân-i Mecid ve Meâl Tefsir Alisi” adlı eseriyle (Ahiska Yayinevi) meal çalışmalarına katkıda bulunmuştur. Daha çok tasavvufî perspektifin hâkim olduğu bir anlatı benimser. Metinde, ayetlerin hem zahiri hem de batınî yorumları üzerinde durulur.
MAHMUT KISA
“Kısa Açıklamalı Kur’ân-ı Kerîm Meali” adıyla 2009’da Armağan Kitaplar tarafından yayımlanan eserinde, ayetlerin derli toplu şekilde açıklanması amaçlanır. Mahmut Kısa, kelimelerin temel anlamlarını verirken, parantez içi eklemelerle okuyucunun sorularına cevap sunmaya çalışır.
MAHMUT TOPTAŞ
“Kur’ân-ı Kerîm ve Meâli” (Cantaş Yayıncılık) eseriyle öne çıkan Mahmut Toptaş, müfessir kimliğiyle tanınan isimlerden biridir. Geleneksel tefsir rivayetlerine sadık kalırken, çağdaş okuyucuya da uygun bir dil kullanma arayışındadır.
MEHMET ALİ EROĞLU
2018’de Zinde Yayıncılık tarafından basılan “Kur’ân-ı Kerîm’in Şiirsel Türkçe Meâli”, Türkçe Meal Yazanlar arasında manzum çevirilere benzer bir yöntem deneyen çalışmalardan biridir. Mehmet Ali Eroğlu, ayetlerin edebi güzelliğini Türkçede yansıtmaya çalışarak şiirsel bir üsluba yönelmiştir.
PROF. DR. MEHMET OKUYAN
Haliç Üniversitesi Yayınları tarafından basılan “Kur’ân Meâli” adlı eseri, akademik çerçeveyle hazırlanan meallerden biridir. Prof. Dr. Mehmet Okuyan, ayetlerin tefsir tarihinde aldığı farklı yorumları dipnotlarla belirtir, böylece okuyucunun geniş bir bilgi zemini edinmesini hedefler.
PROF. DR. MEHMET ZEKİ DUMAN
Fecr Yayınevi tarafından 2006’da basılan “Beyanu’l Hak – Kur’ân-ı Kerîm’in Nüzul Sırasına Göre Tefsiri”, meal ve tefsiri bütünleştiren bir yapıdadır. Nüzul sırası temel alınarak ayetler açıklanır ve böylece tarihsel kronolojiye göre Kur’an’ı anlamaya çalışanlara kapsamlı bir kaynak sunulur.
MEVDÛDÎ
1903-1979 yılları arasında yaşayan Pakistanlı düşünür Mevdûdî’nin “Mevdûdî Meâli” olarak Türkçeye uyarlanan eseri, İnkılâp Yayınları tarafından basılmıştır. Özellikle çağdaş İslam düşüncesi üzerinde büyük etkisi bulunan Mevdûdî, çevirisinde siyasî ve toplumsal yorumları da metne dâhil eder.
MUHAMMED ESED
1900’de doğan ve 1992’de vefat eden Muhammed Esed (Leopold Weiss), “Muhammed Esed Meâli” ismiyle İşaret Yayınları’nda Türkçe’ye kazandırılan çevirisiyle bilinir. Felsefi ve filolojik derinliğiyle tanınan bu eser, yazarın Arapça yanı sıra Batı dillerindeki birikimini de yansıtarak ayetleri çok boyutlu yorumlama çabası güder.
MUHAMMED FUAD ABDULBÂKÎ
1938’de yayımlanan “El-Mu’cem El-Mufehres li Elfaz El-Kur’an El-Kerîm” isimli önemli bir indekse imza atmıştır. Türkçe Meal Yazanlar üzerinde dolaylı bir etki yaratmış, çünkü bu indeks, Arapça sözcüklerin Kur’an’da hangi ayetlerde geçtiğini göstererek mütercimlere kolaylık sunmuştur.
MUHAMMED HAMİDULLAH
1908-2002 yılları arasında yaşayan Muhammed Hamidullah, “Kitâb-ul Azîz” adlı eseriyle de tanınsa da Türkçe meal sahasındaki etkisi daha çok akademik düzeydedir. Beyan Yayınları, onun çalışmalarını Türkiye’de okuyucuyla buluşturmuştur. Hamidullah, Kur’an tarihi ve tefsiri konularındaki araştırmalarıyla bilinir.
MURTAZA TURABİ
Kevser Yayınları tarafından basılan “Kur’ân-ı Kerîm Meâli” adlı eser, genelde Ehl-i Beyt odaklı kaynaklardan istifade etmesiyle dikkat çeker. Murtaza Turabi, ayetlerin yorumunda Şiî müfessirlerin görüşlerine yer vererek bir alternatif yaklaşım sunar. Bu yönüyle diğer meallerden farklılık arz eder.
MUSTAFA İSLAMOĞLU
1960 doğumlu olan Mustafa İslamoğlu, “Hayat Kitâbı Kur’ân, Gerekçeli Meâl-Tefsir” adlı çalışmasıyla (2011, Düşün Yayınları) meal alanında özgün bir tutum takınmıştır. “Gerekçeli” ifadesi, çeviri tercihlerini nedenleriyle birlikte sunmayı amaçladığını gösterir. Modern söylemlere açık, tefsirsel yönü güçlü bir metin hazırlar.
PROF. DR. MUSTAFA ÖZTÜRK
2012’de Düşün Yayınları tarafından basılan “Kur’ân-ı Kerîm Meâli & Anlam ve Yorum Merkezli Çeviri”, akademik çevrelerde tartışma yaratan eserlerden biridir. Mustafa Öztürk, ayetlerin hem gramer hem de tarihsel bağlamını detaylı inceleyerek çeviri tercihlerini açıklamıştır. Bu yöntem, “yorum merkezli” yaklaşımı öne çıkarır.
MUSTAFA VARLI
“Kur’ân-ı Kerîm’in Açıklamalı Türkçe Anlatımı” (Esma Yayınları) başlıklı eseriyle, özellikle gençlere ve Kur’an metnini yeni okumaya başlayanlara yol gösterici bir kaynak oluşturmayı hedefler. Mustafa Varlı, metnin anlaşılabilirliği için kısa yorumlar ve parantez içi eklemelere sıkça başvurur.
MUSTAFA YILDIZ
“Son Mesaj Kur’ân-ı Kerîm ve Gerekçeli Türkçe Meâli” (Çıra Yayınları) eseri, meal hazırlığında çeviri tercihlerinin altında yatan gerekçeleri açıklayan bir metottur. Mustafa Yıldız, ayetlerin filolojik tahlilini özet olarak verirken, ilahiyat birikimini de okura fayda sağlayacak şekilde aktarmaya çalışır.
OSMAN NEBİOĞLU
1957’de yayımlanan “Türkçe Kur’ân-ı Kerîm” başlıklı eseri, Osmanlı sonrası dönemin sade dil anlayışını benimser. Nebioğlu, meali hazırlarken klasik ifadeleri mümkün olduğunca güncel Türkçe ile değiştirmeye özen göstermiş, böylece metnin geniş halk kitleleri tarafından okunmasını kolaylaştırmıştır.
ÖMER FEYZİ MARDİN
1950’de “Kur’ân-ı Kerîm tefsirli ve fihristli” adlı eserini yayımlamıştır. Fihrist kısmı, okura ayetleri konu başlıklarına göre kolayca bulma imkânı verir. Mardin, Türkçe Meal Yazanlar arasındaki özgün ek katkısı olarak bu fihrist sistemini geliştirmiştir.
ÖMER RIZÂ DOĞRUL
1893’te doğan ve 1952’de vefat eden Ömer Rızâ Doğrul, “Tanrı Buyruğu” adlı çevirisiyle 1934’te ilk baskısını, 1980’deyse yeni baskılarını gerçekleştirmiştir. Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki Türkçe sadeleştirme çabalarından etkilenen yazar, meali hazırlarken hem Osmanlıca izleri hem de yeni Türkçe kelimeleri kullanır.
PROF. DR. ÖMER ÖZSOY – PROF. DR. İLHÂMİ GÜLER
“Konularına Göre Kur’ân Meâli” (Fecr Yayınları) ile Türkçe Meal Yazanlar listesinde akademik bir çalışma olarak yer alan bu eser, konusal sıralama ve kapsamlı dipnotlarla dikkati çeker. Her iki akademisyen de ilahiyat alanında uzmanlaşmış, ayetleri hem klasik hem de modern kaynaklarla birlikte ele almıştır.
RECEP İHSAN ELİAÇIK
“Yaşayan Kur’an Türkçe Meâl” (İnşa Yayınları, 2006) başlıklı eserde, ayetlerin sosyal boyutuna vurgu yapılır. Eliaçık, İslam’ın toplumsal adalet yönünü öne çıkarmasıyla tanınan bir yazardır. Bu bakış, meal metninde de belirgin hâle gelmiştir.
SADIK TÜRKMEN
2006, 2009 ve 2010’da basılan “İniş Sırasına Göre Kur’ân; Akıl ve Bilim Işığında Türkçe Çeviri” adlı eserinde Sadık Türkmen, kronolojik dizilimi modern bilimsel verilerle ilişkilendirme çabası içindedir. Türkçe Meal Yazanlar içerisinde, bilimsel teori ve vahyin ilişkisini irdeleyen bir yaklaşım sergiler.
SADİ IRMAK
1962’de yayımlanan “Kutsal Kur’ân Türkçe Meâli”, dönemin sade Türkçe hareketine uyum sağlayan çalışmalardan biridir. Sadi Irmak, okurun kolayca anlayabileceği cümleler kurarak halkın geniş kesimlerine hitap etmiştir. Cumhuriyet sonrası dil reformuyla şekillenen çeviri anlayışlarını yansıtır.
SUAT YILDIRIM
1998’de Define Yayınları tarafından basılan “Kur’ân-ı Kerîm Meâli”, Suat Yıldırım’ın akademik tefsir bilgisini sade ve anlaşılır bir üslupla birleştirdiği önemli bir çalışmadır. Yıldırım, geleneksel kaynakları sistemli biçimde kullanarak okurun metni daha rahat kavramasını amaçlar.
SÜLEYMAN ATEŞ
1933 doğumlu Süleyman Ateş, 1975 tarihli “Kur’ân-ı Kerîm Meâli” (Yeni Ufuk Yay.) ile dikkat çekmiştir. Diyanet İşleri Başkanlığı yapmış olması, onu resmî ve akademik tefsir geleneklerine hâkim bir isim hâline getirir. Bu eser, klasik kaynak bilgisi ve modern Türkçe uyarlamayı harmanlar.
ŞABAN PİRİŞ
Arz Yayınları tarafından basılan “Kur’ân-ı Kerîm Türkçe Anlamı” adlı eseriyle tanınan Şaban Piriş, ayetlerin günümüz koşullarına uyarlanması ve pratik yaşamla ilişkilendirilmesi noktasında ek açıklamalar yapar. Sosyal konulara vurgu, meali farklı kılan etkenlerden biridir.
TALAT KOÇYİĞİT
2004’te Hüner Yayınevi tarafından basılan “Kur’ân-ı Kerîm Meâli”, Prof. Dr. Talat Koçyiğit’in akademik titizliğini yansıtır. Klâsik kaynakları inceleyerek, ayetlerin dilsel ve tarihsel yorumlarını aktarmaya çalışmıştır. Dönemin ilahiyat fakültelerinde referans niteliğinde bir çalışmadır.
YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
1951-2016 yılları arasında yaşayan ve popüler ilahiyat tartışmalarına sıkça katılan Yaşar Nuri Öztürk, “Türkçe Kur’an çevirisi” başlığıyla çeşitli baskılar gerçekleştirmiştir. Mealleri sesli formatta da sunarak geniş kitlelere ulaşmıştır. Öztürk, çevirilerde Türkçe kavramları vurgulamaya, ayetlerin pratik karşılıklarını aramaya özen gösterir.
ZİYÂ KAZICI – NECİP TAYLAN
1977’de Çağrı Yayınları tarafından basılan “Kur’ân-ı Kerîm Meâli”, konularına veya sure bütünlüğüne dair kapsamlı notlar içeren bir ortak çalışmadır. Her iki yazar da akademik eğitimin getirdiği hassasiyetle dil seçimi ve tefsir bilgisini sentezler. Eser, mezhepsel veya ideolojik tutumlara mesafeli yaklaşımıyla bilinir.
TOPLAM MEAL SAYISI VE GENEL DEĞERLENDİRME
Türkçe Meal Yazanlar listesine bakıldığında, Osmanlı’dan günümüze kadar 200’ü aşkın meal çalışmasının bulunduğu söylenebilir. Yukarıda sıralananlar, yalnızca en bilinen ve akademik literatürde yer edinmiş örneklerdir. Bunun yanı sıra, özellikle son yıllarda farklı kurumların, bağımsız yazarların ve dinî cemaatlerin kendi meallerini çıkardığı gözlemlenir. Kimi mütercimler, sade bir tercümeyle yetinirken, kimileri ayrıntılı dipnotlar, tefsîrî ekler, kelime köken analizleri, kronolojik sıralama veya konusal düzen gibi yöntemler benimser. Ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı ve Diyanet Vakfı gibi resmî kurumların çalışmaları da, kolektif emeğe dayanan ve yaygın kullanılan kaynaklar olarak öne çıkar.
Genel olarak Türkçe Meal Yazanlar, Kur’an mesajını okuyucunun anlama seviyesine en uygun biçimde aktarmaya çalışmış ve her biri kendi tarihsel, kültürel ve ilmî şartlarının bir ürünü olan metinler ortaya koymuştur. Bu durum, Türkçe meal literatürünü son derece zenginleştirir. Söz konusu mealler, ayetlerin anlam çerçevesini farklı yöntemlerle çözümleyerek, okumaya ve düşünmeye yönlendirir. Böyle bir çeşitlilik, hem akademik araştırmalar için değerli bir hazine hem de genel okuyucunun tercih yapabileceği geniş bir seçenek yelpazesi sunar.
Kimi zaman meal tercihi, okuyucunun dine ve dile yaklaşım şekliyle de doğrudan ilgilidir. Bazı meallerin daha kelimesi kelimesine (lafzî), bazılarının daha anlam merkezli (meâlî) olması, seçimi etkileyen başlıca unsurlardandır. Ayrıca manzum çeviriler, konularına göre sınıflandırma, nüzul sıralaması, tefsirsel açıklamalar gibi yöntemler de meali hazırlayanın amacına ve hedef kitlesine göre değişir. Tüm bu farklılıklar, Türkçe Meal Yazanlar denildiğinde tek tip bir çeviri anlayışından bahsetmeyi imkânsız kılar. Aksine, her çeviri bir yorum içerir ve metnin zenginliğini yansıtır.
Sonuç olarak, Türkçe meal çalışmaları, Türkiye’de dinî düşüncenin ve İslam kültürünün gelişim seyrini anlamak açısından mühim bir göstergedir. Osmanlı döneminden Cumhuriyet’e, oradan günümüze uzanan süreçte yüzlerce meal üretilmiş; her biri hem kendi çağının dil ve düşünce yapısını hem de belli tefsir ekollerini yansıtmıştır. Bu yönüyle Türkçe Meal Yazanlar, Türkçenin din dili olarak nasıl kullanıldığını ve Kur’an metninin farklı dönemlerde nasıl anlaşıldığını gösteren önemli veriler sunar. Okuyucular, kendi beklentilerine ve ilmî ilgilerine uygun bir meali seçerek Kur’an mesajına ulaşabilir, dahası farklı mealleri karşılaştırarak metnin derin anlam katmanlarını keşfedebilir. Bu karşılaştırmalı okuma pratiği, metni tek bir çeviriye mahkûm etmek yerine, Türkçe Meal Yazanlar arasında oluşan büyük zenginlikten faydalanma imkânı verir.
A. ADNAN SÜTMEN
A. Adnan Sütmen, 20. yüzyılın ikinci yarısında eser veren Türkçe Meal Yazanlar arasında yer alır. Doğum tarihiyle ilgili kesin bilgiler sınırlı olmakla birlikte, 1900’lerin ortalarından itibaren dinî ilimlerle ilgilendiği, özellikle de Kur’an’ın Türkçe meali hususunda çalışmalar yaptığı bilinmektedir. Mütercim, “Kur’ân-ı Kerîm’in Meâlen Manzum Açıklaması” adlı eseriyle öne çıkar. Eserin 1984 yılında basılması, Sütmen’in dönemin okuruna farklı bir formla hitap etme isteğini gösterir. “Manzum” ifadesi, onun şiirsel bir çeviri denemesine giriştiğini kanıtlar. Bu çalışma, Kur’an mesajını Türkçe edebî geleneğe uyarlamaya çalışırken anlam kaybına yer vermemek için de çaba sarf etmiştir. Eleştirmenler, manzum çevirilerde ölçü ve kafiye gibi unsurların önemini vurgularken, ayetlerin özgün içeriğinin ne ölçüde yansıtıldığına dair tartışmalar yürütmüştür. Yine de Sütmen’in eseri, Türkçe Meal Yazanlar arasında özgün bir çaba olarak literatürde yer almaktadır.
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI
1900 yılında doğan ve 1982’de vefat eden Abdülbaki Gölpınarlı, Mevlânâ ve tasavvuf araştırmalarıyla tanınan bir akademisyen ve yazardır. Ancak onun katkıları yalnızca tasavvuf alanıyla sınırlı kalmaz; “Kur’ân-ı Kerîm’in Anlamı” adlı meali de 1955’te yayımlayarak, Türkçe Meal Yazanlar içerisindeki önemli isimlerden biri olmuştur. Gölpınarlı, eserin hazırlanmasında sade ve akıcı bir dil kullanmaya özen göstermiş, aynı zamanda tasavvufî birikimini de metne yansıtmıştır. Kimi araştırmacılar, bu tasavvufî vurgunun ayetlerin yoruma açık kısımlarında belirginleştiğini, özellikle içsel ve sembolik anlamlara dikkat çektiğini belirtir. Bununla birlikte Gölpınarlı’nın çabası, okurun Kur’an metniyle daha samimi bir ilişki kurmasını sağlamak amacıyla yapılmış nitelikli bir girişim olarak değerlendirilir.
ABDULLAH ÂTIF TÜZÜNER
1900’lerin ortalarında Türkçe Meal Yazanlar kervanına katılan Abdullah Âtıf Tüzüner, “Kur’ân-ı Kerîm ve Türkçe Meâli” adlı çalışmasını 1970 yılında yayımlamıştır. Tarihsel olarak bakıldığında, Cumhuriyet’in ilk dönemlerinden sonra yetişen alimlerin, hem klasik İslami kaynaklardan hem de modern dil reformlarının etkisinden beslendikleri görülür. Tüzüner de, eserin dili konusunda sadeleşmiş ve anlaşılır bir Türkçe’yi tercih etmiş, klasik tefsir birikiminden yararlanarak ayetlerin nüzul sebepleri ve Arapça kelime kökenlerini dipnotlarda açıklamaya gayret etmiştir. Böylece hem akademik çevreye hem de halka yönelik bir köprü oluşturmuştur.
ABDULLAH AYDIN
Abdullah Aydın’ın “Kur’ân-ı Kerîm ve Meâl-i Celîlesi” adlı eseri, 1979 tarihinde yayımlanarak Türkçe Meal Yazanlar listesinde yerini almıştır. Yazar, geleneksel Osmanlı Türkçesi ile Cumhuriyet sonrası Türkçesi arasında denge kurmaya gayret eden isimlerdendir. Eserinde, ayetlerin kelime anlamlarına sadık kalırken, güncel Türkçeye de yer vermeye çalışmıştır. Ayrıca parantez içi açıklamalarla metnin izahını kolaylaştırması, dönemin diğer meallerinde de yaygın görülen bir yöntemdir. Abdullah Aydın’ın meali, Türkiye’de Kur’an meali okuyan kitle tarafından klasik kaynaklara bağlılığı ile tanınır.
ABDURRAHMAN ABDULLAHOĞLU
“Âyetlerin iniş sırasına göre meâl” başlıklı eseriyle tanınan Abdurrahman Abdullahoğlu, Ozan Yayıncılık tarafından basılan bu çalışmasında kronolojik sıralamaya önem vermiştir. Klasik Mushaf dizilimi dışında, ayetlerin nüzul sürecini takip etmeyi amaçlayan bu metot, Türkçe Meal Yazanlar içinde farklı bir yaklaşım sunar. Bu tür çeviriler, okura Kur’an’ın tarihsel süreç içerisinde peyderpey indiği gerçeğini daha somut biçimde gösterir. Dolayısıyla, her surenin hangi sosyo-kültürel ortamda indiğini kavramak isteyenlere hitap eden bir eserdir. Abdullahoğlu’nun ne zaman doğduğu, hangi yıl vefat ettiği konusundaki bilgiler sınırlı olsa da, mealinin yöntemi kendisini öne çıkarmıştır.
ADEM UĞUR
Adem Uğur, “Kur’ân Meâli” adıyla bilinen çalışmasıyla modern dönemde eser veren Türkçe Meal Yazanlar arasında yer alır. Kesin yayın tarihi net olmamakla birlikte, 20. yüzyıl sonları veya 21. yüzyıl başında bu çalışmanın okurla buluştuğu ifade edilir. Eserde, geleneksel tefsir literatüründen yararlanmanın yanı sıra sade bir Türkçe kullanımı göze çarpar. Özellikle ayetlerin Türkçeye aktarımında dönemin dil zevkini gözettiği, kitlesel okura ulaşmayı hedeflediği söylenebilir.
AHMED DAVUDOĞLU
İslam hukuku, akaid ve tefsir alanındaki çalışmalarıyla bilinen Ahmed Davudoğlu, “Kur’ân Meâli” isimli eserle de Türkçe Meal Yazanlar arasında yerini alır. Uzun süre medrese kültürü içinde yetişen Davudoğlu, mealinde geleneksel tefsir kaynaklarına dayalı açıklamalar yapmaya özen göstermiş, Arap diline hakimiyetini çeviride kullanmıştır. Yaşadığı dönemde dinî ilimlere verdiği önem, bu meal çalışmasıyla somutlaşır. Eserinin hangi tarihte yayımlandığına dair net bir bilgi olmamakla beraber, 20. yüzyılın ikinci yarısında kaleme alındığı bilinmektedir.
AHMET AĞIRAKCA – BEŞİR ERYARSOY
Birlikte hazırladıkları iki ayrı eseriyle tanınan Ahmet Ağırakca ve Beşir Eryarsoy, hem Buruç Yayınları (1995-1999) tarafından yayımlanan “Kur’ân Meâli” hem de Fikir Yayınları tarafından basılan “Nüzul Sebepli Kur’ân Meâli” ile okura ulaşmıştır. İlk eserde geleneksel Mushaf tertibine sadık kalınırken, ikinci eserde özellikle nüzul sebeplerinin üzerinde durulmuş, ayetlerin iniş şartları vurgulanmıştır. Bu iki eser, 90’lı yıllar sonrasında hız kazanan meal çalışmalarında metodolojik çeşitliliği göstermesi açısından önemlidir. Ahmet Ağırakca ve Beşir Eryarsoy, 20. yüzyılın ikinci yarısında doğmuş, Cumhuriyet Türkiye’sinin akademik ve entelektüel atmosferinde yetişmiş kişilerdir.
AHMET OKUTAN
“Kur’ân-ı Kerîm’in konularına göre ayrılmış Türkçe anlamı” başlıklı çalışmasını 1967’de yayımlayan Ahmet Okutan, ayetleri konularına göre sınıflandıran çevirmenlerden biridir. Böylece okura, belli temalar etrafında toplu biçimde ayetleri inceleme imkânı sunar. Konularına göre yaklaşım, Türkçe Meal Yazanlar arasında nispeten daha az rastlanan yöntemlerdendir. Kitap, akademik araştırmalara kaynaklık etmesi bakımından da dikkat çeker.
AHMET TEKİN
“Kur’ân’ı Anlamaya Doğru -Tefsîrî Meâl-” ismiyle Kelam Yayınları tarafından basılan eseri, Ahmet Tekin’in Kur’an ayetlerine dair geniş tefsirsel yorumlarını ihtiva eder. Tefsîrî mealler, salt çeviriye ek olarak mufassal açıklamalar barındırdığı için özellikle derinlemesine inceleme yapmak isteyen okura hitap eder. Bu çalışma, Tekin’in Arap dili ve klasik tefsir birikimi ile modern yorumları harmanlayan yaklaşımını yansıtır.
ALİ BULAÇ
1951 doğumlu olan Ali Bulaç, İslam düşüncesi, sosyoloji ve felsefe gibi alanlardaki çalışmalarıyla bilinir. “Kur’ân-ı Kerîm’in Türkçe anlamı” adlı eseri, 1983’te Çıra Yayınları tarafından yayımlanarak geniş okur kitlesine ulaştı. Modern Türkçe’nin gerekliliklerini gözetmekle birlikte, ayetleri çevirirken Arapça metne bağlı kalmada titizlik gösterdiği bilinmektedir. Türkçe Meal Yazanlar içinde, modern sosyal bilim perspektifini dinî metinle harmanlama çabasıyla da tanınır.
ALİ FİKRİ YAVUZ
Cumhuriyet döneminin ilk yarısında yetişen âlimlerden biri olan Ali Fikri Yavuz, “Kur’ân-ı Kerîm ve Meâli Âlîsi” adıyla 1967’de yayımladığı çalışmasıyla bilinir. Hem Osmanlı Türkçesine hem de yeni Türkçeye hakim olması, meali hazırlarken dönemin dil devrimi etkisini göz önünde bulundurmasını sağlamıştır. Bu eser, klasik Türkçe’nin izlerini taşımakla birlikte, geniş halk kitlelerine ulaşacak bir üslup da benimser.
ALİ ÖZEK – HAYREDDİN KARAMAN VE DİĞERLERİ
1982’de yayımlanan “Kur’ân-ı Kerîm Meâli”, çok sayıda ilahiyatçının ortak gayretiyle hazırlanmıştır. Prof. Dr. Ali Özek ve Prof. Dr. Hayreddin Karaman başta olmak üzere, çeşitli akademisyenlerin katkıda bulunduğu bu çalışma, Türkçe Meal Yazanlar arasında kolektif bir emeğin örneğidir. Her mütercim kendi ilmi birikimini katmış, sonuçta dipnotlarla zenginleştirilen, anlaşılır bir Türkçe’ye sahip kapsamlı bir metin ortaya çıkmıştır.
ALİ RIZÂ SAĞMAN
1980’de yayımlanan “Lafzen ve Meâlen Kur’ân-ı Kerîm’in Tercemesi” adlı eserin yazarı olan Ali Rızâ Sağman, lafzî çeviri yöntemini vurgulayarak ayetlerin kelime dizilişine mümkün mertebe sadık kalmaya çalışmıştır. Lafzî çevirilerin okunuş açısından zorlu olabileceği, ancak Arapça ifadelerin gramatikal özelliklerini araştıranlar için değerli olduğu hatırlanmalıdır. Bu bakımdan Sağman’ın eseri, Türkçe Meal Yazanlar arasında daha spesifik bir okuyucu kitlesine hitap eder.
ALİ ÜNAL
“Kur’ân-ı Kerîm ve Meâli” adlı çalışması, Define Yayınları tarafından basılan Ali Ünal, 21. yüzyılın başlarında öne çıkan mütercimlerden biridir. Eserinde geleneksel tefsir kaynaklarını, modern dilbilimsel yaklaşımlarla birleştirmiş; okurun ayetlerin mesajını doğru ve eksiksiz kavraması için epey detaylı dipnotlar sunmuştur. Türkçe Meal Yazanlar listesinde, çağdaş bir üslup ve derinlemesine açıklamalarla dikkat çeken isimlerden biridir.
BEKİR SADAK
1998’de Çaprı Yayınları tarafından basılan ve “Ahmet Hulusi Kur’ân-ı Kerîm Meâli” olarak anılan çalışmada Bekir Sadak’ın katkıları söz konusudur. Burada “Ahmet Hulusi” adı farklı yayıncılık tercihleriyle ilgili bir etiket olsa da, Sadak’ın mealde sade bir Türkçe kullanma gayreti dikkat çeker. Bu eser, yayım süreci boyunca farklı okur kitlelerinden ilgi görmüştür.
BESİM ATALAY
1962’de yayımlanan “Kur’ân-ı Kerîm Meâli” başlıklı eseriyle tanınan Besim Atalay, Cumhuriyet’in dil reformundan etkilenen kuşağa mensuptur. Atalay’ın meali, Türkçe’deki Arapça-Farsça kökenli kelimelerin kullanımını azaltmaya yönelik tutumuyla bilinir. Yazarın hedefi, halk tarafından kolayca anlaşılabilecek bir Kur’an metni oluşturmaktı.
CEMİL KILIÇ
2013 yılında Güz Yayınları aracılığıyla basılan “İslamı Anlamak İçin Türkçe Kur’an” adlı mealiyle tanınan Cemil Kılıç, günümüz ilahiyatçı yazarlarındandır. Eserde, modern okumaların ve sosyolojik yorumların izleri görülür. Aynı zamanda dilin sadeleştirilmesi ve ayetlerin tarihi bağlamının detaylandırılması, Kılıç’ın tercih ettiği yöntemlerdir.
CEMİL SAİD
1924’te yayımlanan “Kur’ân-ı Kerîm Tercemesi”, Cumhuriyet’in ilk yıllarında basılan öncü meal örneklerinden biridir. Cemil Said, o dönemde Arap harflerinden Latin harflerine geçiş süreci yaşanırken, Kur’an’ı Türkçe okura ulaştırma görevi üstlenmiştir. Eseri, Türkçe Meal Yazanlar literatürünün köşe taşları arasında değerlendirilir.
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI
1990 yılında yayımlanan “Diyanet İşleri Meâli”, kurumsal olarak hazırlanan ve Türkiye’de geniş ölçüde başvurulan meallerden biridir. Diyanet İşleri Başkanlığı, bu meali kalabalık bir ilahiyatçı ekibiyle hazırlamıştır. Dilde sadelik ve Mushaf sıralamasına bağlılık, eserin karakteristik özellikleridir. Türkiye’de pek çok camide, Kur’an kursunda ve resmî kurumda yaygınca kullanılması, bu çeviriyi öne çıkarmıştır.
DİYANET VAKFI
Diyanet Vakfı da 1993 yılında kendi adıyla “Kur’ân-ı Kerîm Meâli” yayımlamıştır. Bu eser, yine uzman bir kadro tarafından hazırlanmış olup, Diyanet İşleri Başkanlığı mealiyle benzerlik gösterse de, kullanılan dil ve sunum yöntemleri bakımından küçük ayrıntılar içerir. Her iki kurum da, Türkçe Meal Yazanlar arasında kurumsal çeviri girişimlerini temsil eder.
EDİP YÜKSEL
1957 doğumlu Edip Yüksel, “Mesaj: Kur’ân Çevirisi” adlı eseriyle (2000, Ozan Yayıncılık) kamuoyunun dikkatini çekmiştir. Yazar, ayetlerin çevirisinde kelime seçimlerine dair yenilikçi tercihler yapar. Aynı zamanda çeviri notlarında “19 Mucizesi” olarak bilinen yaklaşımla bağlantılı fikirler de yer alır. Bu durum, meale özgün bir boyut kazandırmakla birlikte tartışmalara da kapı aralamıştır.
ERHAN AKTAŞ
2015 tarihli “Kerim Kur’an” adlı çalışma ile Türkçe Meal Yazanlar listesine dahil olan Erhan Aktaş, eserde Kur’an’ın hem içsel bütünlüğünü hem de Türkçe dilinin imkânlarını gözettiğini savunur. Dipnotlarında, ayetlerin tarihsel ve filolojik yorumlarına yer verir. Yazarın amacı, okura derinlikli bir içerik sunarken dilde de sadelik sağlamaktır.
ELMALILI MUHAMMED HAMDİ YAZIR
1878’de Antalya’da doğan ve 1942’de vefat eden Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Cumhuriyet dönemi Türkiye’sinin en saygın din âlimleri arasında yer alır. 1935’te yayımlanan “Hak Dini Kur’an Dili” eseri esasen tefsir özelliği taşır, ancak içinde kapsamlı bir Türkçe meal de bulunur. Osmanlı ilim geleneğiyle Cumhuriyet’in dil reformu arasındaki geçiş döneminin izlerini barındıran bu çalışma, hâlen pek çok ilahiyatçının başvurduğu başlıca kaynaklardan biridir.
ENVER BAYTAN
1987’de “Kur’ân-ı Kerîm ve Türkçe Meâl-i Âlîsi” adlı eseri yayımlanan Enver Baytan, Arap diline hâkimiyetiyle tanınır. Meali hazırlarken, klasik tefsir kaynaklarından istifade eder ve okura derli toplu bir metin sunar. Dili, dönemine göre akıcı fakat yer yer Osmanlıca tabirleri de içeren bir üslup olarak değerlendirilir.
PROF. DR. GAZİ ÖZDEMİR
“Son Davet Kur’ân” adıyla Şira Yayınları tarafından basılan eseriyle bilinen Gazi Özdemir, tıp alanındaki akademik kimliğiyle de öne çıkar. Bu meali hazırlarken bilimsel yaklaşımı ön plana çıkarıp ayetlerin modern bilimle uyumunu sorguladığı dipnotlara yer vermesi, eseri farklı kılan başlıca özelliklerden biridir.
HACI MURAD SERTOĞLU
1955’te yayımlanan “İslâm’ın mukaddes kitabı Kur’ân-ı Kerîm’in Türkçe tercüme ve tefsîri” adlı eseri, Hacı Murad Sertoğlu’nun dil, tefsir ve tarih bilgisini yansıtır. Eserdeki tefsir kısımları, ayetlerin geleneksel İslami kaynaklardaki karşılıklarına odaklanırken, sade bir Türkçe kullanma gayreti göze çarpar.
HAKKI YILMAZ
“Nüzul Sırasına Göre Necm, Necm Kur’ân’ın Türkçe Meâli” çalışması, İşaret Yayınları tarafından basılarak Türkçe Meal Yazanlar içerisinde kronolojik sıralamaya önem veren eserlerden biri konumundadır. “Necm necm” ifadesi, ayet gruplarına atıfta bulunur ve Hakkı Yılmaz’ın, vahyin yavaş yavaş inmesini okura hissettirme çabasını gösterir.
HALİL UYSAL
“Kelime Meâli” adlı eseriyle Kitap Kent tarafından yayımlanan Halil Uysal, okura kelime-bazlı bir anlayış sunmayı hedefler. Kelime meallerinde her bir Arapça kelimenin Türkçe karşılığı satır satır yer alır. Bu yöntem, özellikle Arapça öğrenenler için faydalı olsa da, dil akıcılığı açısından güçlükler barındırabilir.
HAMDİ DÖNDÜREN
“Kur’ân-ı Kerîm Evrensel Çağrı / Yüce Meâl ve Tefsiri” başlıklı eserinde (Çelik Yayınevi), klasik tefsir esaslarını korurken modern tefsir yaklaşımlarını da dâhil etmiştir. Özellikle ahkâm ayetlerini anlatırken konunun fıkhî boyutlarına değinmesi, esere özgün bir renk katar.
HASAN BASRİ ÇANTAY
1952’de yayımladığı “Kur’ân-ı Kerîm ve Meâl-i Kerîm”, Hasan Basri Çantay’ın ilahiyat sahasındaki deneyimlerini yansıtır. O dönemdeki dili, Osmanlı mirasından koparmamaya çabalayan, ancak sadeleşme akımına da uzak kalmayan bir üslup kullanmıştır. Meali hazırlamasındaki temel amaç, Kur’an’ın anlamını geniş kitlelere taşıyabilmektir.
HASAN TAHSİN FEYİZLİ
“Feyzü’l Furkan Kur’ân” ismiyle Server İletişim Yayınları tarafından basılan eseri, eğitim amaçlı kullanılabilecek ders notlarını andırır. Hasan Tahsin Feyizli, özellikle Kur’an eğitiminde öğrencilere destek olacak şekilde detaylı yorumlar ve ek bilgiler sunar.
HİKMET TAŞKIN
1989’da yayımlanan “Kur’ân bize ne diyor?” adlı meali, Madve Yayınları baskısıyla okuyucuya ulaşmış, anlaşılır bir anlatımla kaleme alınmıştır. Hikmet Taşkın, okura ayetlerin sosyal ve ahlaki yönlerini vurgulayan metinler sunar ve özellikle günlük hayattaki uygulamalarına dikkat çeker.
HÜSEYİN ATAY – YAŞAR KUTLUAY
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 1961’de basılan “Kur’ân-ı Kerîm ve Türkçe anlamı” eserinde, bu iki ilahiyatçının ortak imzası bulunur. Klasik kaynaklardan yararlanmanın yanı sıra, dönemin Türkçe kullanımını da dikkate alan bir çeviri sunmuşlardır. Resmî kurum yayınlarının erken örneklerinden olması, eseri tarihi açıdan da önemli kılar.
İMAM İSKENDER ALİ MİHR
Mihr Yayınları tarafından 2000 yılında yayımlanan “Kelime Kelime Kur’ân Meâli”, yine kelime bazlı bir çeviri yaklaşımını benimser. Bu tür çalışmalar, Arapça gramerini öğrenenlere kolaylık sağlarken, anlam akışını bütüncül olarak yakalamak isteyenler için zorluk yaratabilir. Ancak İmam İskender Ali Mihr, açıklamalı dipnotlar aracılığıyla bu açığı kapatmaya çalışmıştır.
İSMAİL HAKKI BALTACIOĞLU
1957’de yayımlanan “Kur’ân Meâli” ile Türkçe Meal Yazanlar kervanına katılan İsmail Hakkı Baltacıoğlu, akademik ve eğitimci kimliğiyle bilinir. Bu özellikleri, metnin içerik düzenlemesinde ve kullanılan dilde göze çarpar. Öğrencilere ve genel okuyucu kitlesine hitap etmesi, meali popüler hale getirmiştir.
İSMAİL KAZDAL
Erguvan Yayınevi tarafından basılan “Kur’ân-ı Kerîm’in Türkçe Meâli” çalışması, 20. yüzyılın son çeyreğinde yayımlanarak özellikle modern okuyucu kitlesine yönelik sade bir dil kullanır. Kazdal, ayetleri açıklarken kısmen tefsir kaynaklarına başvursa da, yorumu minimal düzeyde tutar.
MAHMUD USTAOSMANOĞLU
Nakşibendî geleneğinin önde gelen isimlerinden biri olan Mahmud Ustaosmanoğlu, “Kur’ân-i Mecid ve Meâl Tefsir Alisi” adlı eseriyle (Ahiska Yayinevi) meal çalışmalarına katkıda bulunmuştur. Daha çok tasavvufî perspektifin hâkim olduğu bir anlatı benimser. Metinde, ayetlerin hem zahiri hem de batınî yorumları üzerinde durulur.
MAHMUT KISA
“Kısa Açıklamalı Kur’ân-ı Kerîm Meali” adıyla 2009’da Armağan Kitaplar tarafından yayımlanan eserinde, ayetlerin derli toplu şekilde açıklanması amaçlanır. Mahmut Kısa, kelimelerin temel anlamlarını verirken, parantez içi eklemelerle okuyucunun sorularına cevap sunmaya çalışır.
MAHMUT TOPTAŞ
“Kur’ân-ı Kerîm ve Meâli” (Cantaş Yayıncılık) eseriyle öne çıkan Mahmut Toptaş, müfessir kimliğiyle tanınan isimlerden biridir. Geleneksel tefsir rivayetlerine sadık kalırken, çağdaş okuyucuya da uygun bir dil kullanma arayışındadır.
MEHMET ALİ EROĞLU
2018’de Zinde Yayıncılık tarafından basılan “Kur’ân-ı Kerîm’in Şiirsel Türkçe Meâli”, Türkçe Meal Yazanlar arasında manzum çevirilere benzer bir yöntem deneyen çalışmalardan biridir. Mehmet Ali Eroğlu, ayetlerin edebi güzelliğini Türkçede yansıtmaya çalışarak şiirsel bir üsluba yönelmiştir.
PROF. DR. MEHMET OKUYAN
Haliç Üniversitesi Yayınları tarafından basılan “Kur’ân Meâli” adlı eseri, akademik çerçeveyle hazırlanan meallerden biridir. Prof. Dr. Mehmet Okuyan, ayetlerin tefsir tarihinde aldığı farklı yorumları dipnotlarla belirtir, böylece okuyucunun geniş bir bilgi zemini edinmesini hedefler.
PROF. DR. MEHMET ZEKİ DUMAN
Fecr Yayınevi tarafından 2006’da basılan “Beyanu’l Hak – Kur’ân-ı Kerîm’in Nüzul Sırasına Göre Tefsiri”, meal ve tefsiri bütünleştiren bir yapıdadır. Nüzul sırası temel alınarak ayetler açıklanır ve böylece tarihsel kronolojiye göre Kur’an’ı anlamaya çalışanlara kapsamlı bir kaynak sunulur.
MEVDÛDÎ
1903-1979 yılları arasında yaşayan Pakistanlı düşünür Mevdûdî’nin “Mevdûdî Meâli” olarak Türkçeye uyarlanan eseri, İnkılâp Yayınları tarafından basılmıştır. Özellikle çağdaş İslam düşüncesi üzerinde büyük etkisi bulunan Mevdûdî, çevirisinde siyasî ve toplumsal yorumları da metne dâhil eder.
MUHAMMED ESED
1900’de doğan ve 1992’de vefat eden Muhammed Esed (Leopold Weiss), “Muhammed Esed Meâli” ismiyle İşaret Yayınları’nda Türkçe’ye kazandırılan çevirisiyle bilinir. Felsefi ve filolojik derinliğiyle tanınan bu eser, yazarın Arapça yanı sıra Batı dillerindeki birikimini de yansıtarak ayetleri çok boyutlu yorumlama çabası güder.
MUHAMMED FUAD ABDULBÂKÎ
1938’de yayımlanan “El-Mu’cem El-Mufehres li Elfaz El-Kur’an El-Kerîm” isimli önemli bir indekse imza atmıştır. Türkçe Meal Yazanlar üzerinde dolaylı bir etki yaratmış, çünkü bu indeks, Arapça sözcüklerin Kur’an’da hangi ayetlerde geçtiğini göstererek mütercimlere kolaylık sunmuştur.
MUHAMMED HAMİDULLAH
1908-2002 yılları arasında yaşayan Muhammed Hamidullah, “Kitâb-ul Azîz” adlı eseriyle de tanınsa da Türkçe meal sahasındaki etkisi daha çok akademik düzeydedir. Beyan Yayınları, onun çalışmalarını Türkiye’de okuyucuyla buluşturmuştur. Hamidullah, Kur’an tarihi ve tefsiri konularındaki araştırmalarıyla bilinir.
MURTAZA TURABİ
Kevser Yayınları tarafından basılan “Kur’ân-ı Kerîm Meâli” adlı eser, genelde Ehl-i Beyt odaklı kaynaklardan istifade etmesiyle dikkat çeker. Murtaza Turabi, ayetlerin yorumunda Şiî müfessirlerin görüşlerine yer vererek bir alternatif yaklaşım sunar. Bu yönüyle diğer meallerden farklılık arz eder.
MUSTAFA İSLAMOĞLU
1960 doğumlu olan Mustafa İslamoğlu, “Hayat Kitâbı Kur’ân, Gerekçeli Meâl-Tefsir” adlı çalışmasıyla (2011, Düşün Yayınları) meal alanında özgün bir tutum takınmıştır. “Gerekçeli” ifadesi, çeviri tercihlerini nedenleriyle birlikte sunmayı amaçladığını gösterir. Modern söylemlere açık, tefsirsel yönü güçlü bir metin hazırlar.
PROF. DR. MUSTAFA ÖZTÜRK
2012’de Düşün Yayınları tarafından basılan “Kur’ân-ı Kerîm Meâli & Anlam ve Yorum Merkezli Çeviri”, akademik çevrelerde tartışma yaratan eserlerden biridir. Mustafa Öztürk, ayetlerin hem gramer hem de tarihsel bağlamını detaylı inceleyerek çeviri tercihlerini açıklamıştır. Bu yöntem, “yorum merkezli” yaklaşımı öne çıkarır.
MUSTAFA VARLI
“Kur’ân-ı Kerîm’in Açıklamalı Türkçe Anlatımı” (Esma Yayınları) başlıklı eseriyle, özellikle gençlere ve Kur’an metnini yeni okumaya başlayanlara yol gösterici bir kaynak oluşturmayı hedefler. Mustafa Varlı, metnin anlaşılabilirliği için kısa yorumlar ve parantez içi eklemelere sıkça başvurur.
MUSTAFA YILDIZ
“Son Mesaj Kur’ân-ı Kerîm ve Gerekçeli Türkçe Meâli” (Çıra Yayınları) eseri, meal hazırlığında çeviri tercihlerinin altında yatan gerekçeleri açıklayan bir metottur. Mustafa Yıldız, ayetlerin filolojik tahlilini özet olarak verirken, ilahiyat birikimini de okura fayda sağlayacak şekilde aktarmaya çalışır.
OSMAN NEBİOĞLU
1957’de yayımlanan “Türkçe Kur’ân-ı Kerîm” başlıklı eseri, Osmanlı sonrası dönemin sade dil anlayışını benimser. Nebioğlu, meali hazırlarken klasik ifadeleri mümkün olduğunca güncel Türkçe ile değiştirmeye özen göstermiş, böylece metnin geniş halk kitleleri tarafından okunmasını kolaylaştırmıştır.
ÖMER FEYZİ MARDİN
1950’de “Kur’ân-ı Kerîm tefsirli ve fihristli” adlı eserini yayımlamıştır. Fihrist kısmı, okura ayetleri konu başlıklarına göre kolayca bulma imkânı verir. Mardin, Türkçe Meal Yazanlar arasındaki özgün ek katkısı olarak bu fihrist sistemini geliştirmiştir.
ÖMER RIZÂ DOĞRUL
1893’te doğan ve 1952’de vefat eden Ömer Rızâ Doğrul, “Tanrı Buyruğu” adlı çevirisiyle 1934’te ilk baskısını, 1980’deyse yeni baskılarını gerçekleştirmiştir. Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki Türkçe sadeleştirme çabalarından etkilenen yazar, meali hazırlarken hem Osmanlıca izleri hem de yeni Türkçe kelimeleri kullanır.
PROF. DR. ÖMER ÖZSOY – PROF. DR. İLHÂMİ GÜLER
“Konularına Göre Kur’ân Meâli” (Fecr Yayınları) ile Türkçe Meal Yazanlar listesinde akademik bir çalışma olarak yer alan bu eser, konusal sıralama ve kapsamlı dipnotlarla dikkati çeker. Her iki akademisyen de ilahiyat alanında uzmanlaşmış, ayetleri hem klasik hem de modern kaynaklarla birlikte ele almıştır.
RECEP İHSAN ELİAÇIK
“Yaşayan Kur’an Türkçe Meâl” (İnşa Yayınları, 2006) başlıklı eserde, ayetlerin sosyal boyutuna vurgu yapılır. Eliaçık, İslam’ın toplumsal adalet yönünü öne çıkarmasıyla tanınan bir yazardır. Bu bakış, meal metninde de belirgin hâle gelmiştir.
SADIK TÜRKMEN
2006, 2009 ve 2010’da basılan “İniş Sırasına Göre Kur’ân; Akıl ve Bilim Işığında Türkçe Çeviri” adlı eserinde Sadık Türkmen, kronolojik dizilimi modern bilimsel verilerle ilişkilendirme çabası içindedir. Türkçe Meal Yazanlar içerisinde, bilimsel teori ve vahyin ilişkisini irdeleyen bir yaklaşım sergiler.
SADİ IRMAK
1962’de yayımlanan “Kutsal Kur’ân Türkçe Meâli”, dönemin sade Türkçe hareketine uyum sağlayan çalışmalardan biridir. Sadi Irmak, okurun kolayca anlayabileceği cümleler kurarak halkın geniş kesimlerine hitap etmiştir. Cumhuriyet sonrası dil reformuyla şekillenen çeviri anlayışlarını yansıtır.
SUAT YILDIRIM
1998’de Define Yayınları tarafından basılan “Kur’ân-ı Kerîm Meâli”, Suat Yıldırım’ın akademik tefsir bilgisini sade ve anlaşılır bir üslupla birleştirdiği önemli bir çalışmadır. Yıldırım, geleneksel kaynakları sistemli biçimde kullanarak okurun metni daha rahat kavramasını amaçlar.
SÜLEYMAN ATEŞ
1933 doğumlu Süleyman Ateş, 1975 tarihli “Kur’ân-ı Kerîm Meâli” (Yeni Ufuk Yay.) ile dikkat çekmiştir. Diyanet İşleri Başkanlığı yapmış olması, onu resmî ve akademik tefsir geleneklerine hâkim bir isim hâline getirir. Bu eser, klasik kaynak bilgisi ve modern Türkçe uyarlamayı harmanlar.
ŞABAN PİRİŞ
Arz Yayınları tarafından basılan “Kur’ân-ı Kerîm Türkçe Anlamı” adlı eseriyle tanınan Şaban Piriş, ayetlerin günümüz koşullarına uyarlanması ve pratik yaşamla ilişkilendirilmesi noktasında ek açıklamalar yapar. Sosyal konulara vurgu, meali farklı kılan etkenlerden biridir.
TALAT KOÇYİĞİT
2004’te Hüner Yayınevi tarafından basılan “Kur’ân-ı Kerîm Meâli”, Prof. Dr. Talat Koçyiğit’in akademik titizliğini yansıtır. Klâsik kaynakları inceleyerek, ayetlerin dilsel ve tarihsel yorumlarını aktarmaya çalışmıştır. Dönemin ilahiyat fakültelerinde referans niteliğinde bir çalışmadır.
YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
1951-2016 yılları arasında yaşayan ve popüler ilahiyat tartışmalarına sıkça katılan Yaşar Nuri Öztürk, “Türkçe Kur’an çevirisi” başlığıyla çeşitli baskılar gerçekleştirmiştir. Mealleri sesli formatta da sunarak geniş kitlelere ulaşmıştır. Öztürk, çevirilerde Türkçe kavramları vurgulamaya, ayetlerin pratik karşılıklarını aramaya özen gösterir.
ZİYÂ KAZICI – NECİP TAYLAN
1977’de Çağrı Yayınları tarafından basılan “Kur’ân-ı Kerîm Meâli”, konularına veya sure bütünlüğüne dair kapsamlı notlar içeren bir ortak çalışmadır. Her iki yazar da akademik eğitimin getirdiği hassasiyetle dil seçimi ve tefsir bilgisini sentezler. Eser, mezhepsel veya ideolojik tutumlara mesafeli yaklaşımıyla bilinir.
TOPLAM MEAL SAYISI VE GENEL DEĞERLENDİRME
Türkçe Meal Yazanlar listesine bakıldığında, Osmanlı’dan günümüze kadar 200’ü aşkın meal çalışmasının bulunduğu söylenebilir. Yukarıda sıralananlar, yalnızca en bilinen ve akademik literatürde yer edinmiş örneklerdir. Bunun yanı sıra, özellikle son yıllarda farklı kurumların, bağımsız yazarların ve dinî cemaatlerin kendi meallerini çıkardığı gözlemlenir. Kimi mütercimler, sade bir tercümeyle yetinirken, kimileri ayrıntılı dipnotlar, tefsîrî ekler, kelime köken analizleri, kronolojik sıralama veya konusal düzen gibi yöntemler benimser. Ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı ve Diyanet Vakfı gibi resmî kurumların çalışmaları da, kolektif emeğe dayanan ve yaygın kullanılan kaynaklar olarak öne çıkar.
Genel olarak Türkçe Meal Yazanlar, Kur’an mesajını okuyucunun anlama seviyesine en uygun biçimde aktarmaya çalışmış ve her biri kendi tarihsel, kültürel ve ilmî şartlarının bir ürünü olan metinler ortaya koymuştur. Bu durum, Türkçe meal literatürünü son derece zenginleştirir. Söz konusu mealler, ayetlerin anlam çerçevesini farklı yöntemlerle çözümleyerek, okumaya ve düşünmeye yönlendirir. Böyle bir çeşitlilik, hem akademik araştırmalar için değerli bir hazine hem de genel okuyucunun tercih yapabileceği geniş bir seçenek yelpazesi sunar.
Kimi zaman meal tercihi, okuyucunun dine ve dile yaklaşım şekliyle de doğrudan ilgilidir. Bazı meallerin daha kelimesi kelimesine (lafzî), bazılarının daha anlam merkezli (meâlî) olması, seçimi etkileyen başlıca unsurlardandır. Ayrıca manzum çeviriler, konularına göre sınıflandırma, nüzul sıralaması, tefsirsel açıklamalar gibi yöntemler de meali hazırlayanın amacına ve hedef kitlesine göre değişir. Tüm bu farklılıklar, Türkçe Meal Yazanlar denildiğinde tek tip bir çeviri anlayışından bahsetmeyi imkânsız kılar. Aksine, her çeviri bir yorum içerir ve metnin zenginliğini yansıtır.
Sonuç olarak, Türkçe meal çalışmaları, Türkiye’de dinî düşüncenin ve İslam kültürünün gelişim seyrini anlamak açısından mühim bir göstergedir. Osmanlı döneminden Cumhuriyet’e, oradan günümüze uzanan süreçte yüzlerce meal üretilmiş; her biri hem kendi çağının dil ve düşünce yapısını hem de belli tefsir ekollerini yansıtmıştır. Bu yönüyle Türkçe Meal Yazanlar, Türkçenin din dili olarak nasıl kullanıldığını ve Kur’an metninin farklı dönemlerde nasıl anlaşıldığını gösteren önemli veriler sunar. Okuyucular, kendi beklentilerine ve ilmî ilgilerine uygun bir meali seçerek Kur’an mesajına ulaşabilir, dahası farklı mealleri karşılaştırarak metnin derin anlam katmanlarını keşfedebilir. Bu karşılaştırmalı okuma pratiği, metni tek bir çeviriye mahkûm etmek yerine, Türkçe Meal Yazanlar arasında oluşan büyük zenginlikten faydalanma imkânı verir.