“İyilik yap denize at, balık bilmezse Hâlik bilir” atasözü ne demek?

Bu atasözü, Türk kültüründe sıkça duyduğumuz ve yaşam felsefesine ilişkin önemli mesajlar veren bir ifadedir. Sözün temelinde, yapılan iyiliğin karşılığının mutlaka insanlardan beklenmemesi gerektiği; asıl olanın Allah’ın (Hâlik) bu iyilikleri gördüğü ve değerini bildiği düşüncesi yatar. Başka bir deyişle, karşılık alma umudu taşımadan, içten gelen bir niyetle iyilik yapmak esastır.

“Balık bilmezse Hâlik bilir” ifadesi, insanlardan takdir görmeseniz veya yaptığınız iyilik anlaşılmasa dahi, iyiliklerinizin Yaratıcı katında kaybolmayacağına işaret eder. Çünkü samimi bir şekilde yapılan iyilik, toplum gözünde değer bulmadığında bile ilahi düzeyde ödüllendirilecektir. Bu perspektif, insan...
Berat Kandili, İslam dünyasında mübarek kabul edilen gecelerden biridir ve Şaban ayının on beşinci gecesini ifade eder. Bu geceye “Berat Gecesi” veya “Nisf-i Şaban” da denir. Berat kelimesi Arapça’da “temize çıkma”, “arınma” ve “kurtuluş” gibi anlamlar taşır. İslam inancında bu gecede bağışlanma, rahmet ve bereket kapılarının genişçe açıldığına inanılır. Müminlerin günahlarından arınması ve gelecekleriyle ilgili hayırlı kararlar verilmesi için dualar ettiği bu gece, manevi bakımdan büyük önem taşır.

Berat Kandili, Hicri takvime göre Şaban ayının on dördünü on beşine bağlayan gece idrak edilir. Miladi takvimde ise her yıl farklı bir tarihe denk gelir. Çünkü Hicri yıl güneş yılından...
TEVRAT VE YAHUDİ ŞERİATI

Tarih boyunca pek çok din ve hukuk sistemi ortaya çıkmış, farklı toplulukların inanç ve toplumsal düzenlerini şekillendirmiştir. Dinî metinler içinde Museviliğe temel teşkil eden Tevrat ve Yahudi şeriatı, bu geleneklerin en eski ve en köklü örneklerinden biridir. Bilinen ilk semavi metinler arasında yer alması, Yahudiliğin inanç ve ibadet pratiklerini düzenlemesi ve yüzyıllar boyunca etkin bir hukuk sistemi olarak varlığını sürdürmesi bakımından oldukça önemlidir. Tarihsel süreçte farklı coğrafyalara yayılan Yahudi toplulukları, Tevrat ve Yahudi şeriatı ışığında kültürel kimliklerini korumuş ve bu metinler sayesinde toplumsal bağlarını sağlam tutmayı başarmışlardır. Bu bütünlük, Musevi inancının temel değerlerini sonraki...
Türkçe Meal Yazanlar, Osmanlı’nın son dönemlerinden başlayarak günümüze kadar, Kur’an metninin Türkçeye aktarılması ve bu sürecin farklı yöntemlerle sürdürülmesi konusunda çok sayıda eser üretmiş kişileri ve kurumları kapsayan önemli bir alanı ifade eder. Tarihsel bakımdan incelendiğinde, Türkçe Meal Yazanlar genellikle Kur’an’ı daha iyi anlama, topluma ulaştırma ve okuyucunun metni doğrudan kavramasını sağlama gibi amaçlarla bu işe gönül vermişlerdir. Her bir mütercim ya da kurum, kendi yaklaşımını, dönemin dil hassasiyetini ve ilahiyat birikimini eserlerine yansıtmış, böylece çeşitli metotlar ve üslup özellikleriyle şekillenen geniş bir literatür ortaya çıkmıştır. Aşağıda, öne çıkan belli başlı Türkçe meal çalışmalarını yürüten kişiler ve kurumlar sıralanacak,...
Kuran-ı Kerim ve Mealleri: Tarihî Arka Plan ve Güncel Yansımalar

Kuran, İslam dininin temel kaynağı olarak Müslümanlar için büyük bir değer taşır. Bu kutsal metin, Arapça indirildiği için ilk andan itibaren anlaşılabilirlik ve doğru yorumlama konuları gündemde olmuştur. Arapçayı anadili olarak bilmeyen Müslüman topluluklar, Kuran-ı Kerim ve mealleri yardımıyla bu kutsal kitabın içeriğini kavrama çabası içine girmiştir. Özellikle Türkçe konuşanlar arasında Kuran-ı Kerim ve mealleri, dinî bilgiye ulaşmanın öncelikli yollarından biri kabul edilir. Zira ibadet dili Arapça olmasına karşın, dinin öğretilerinin anlaşılması ve pratikte uygulanması, okuyucunun ana dilinde sunulan meallere dayandığında çok daha sağlam temellere oturur. Böylece Müslüman...
Paganizme Dair Temel Kavramlar
Paganizm, genel anlamda tek tanrılı dinler öncesi veya onlarla eş zamanlı olarak varlığını korumuş çok tanrılı, doğa merkezli veya animist inanç sistemlerini tanımlamak için kullanılan bir kavramdır. Kelime, Latince “paganus” kökünden gelir ve ilk dönemlerde “köylü, kırsal bölgede yaşayan” gibi anlamlar taşır. Tarihsel süreç içinde Hristiyanlık, Yahudilik ve İslam gibi semavi dinler tarafından “putperest” veya “kâfir” anlamlarıyla da ilişkilendirilmiştir. Yine de Paganizm, tek bir inanç sistemi veya kutsal metin etrafında birleşmiş homojen bir yapı değildir. Aksine, dünyanın farklı coğrafyalarında, farklı kültür ve mitolojik motiflerle varlığını sürdüren pek çok gelenek ve ritüeli kapsar. Bazen doğa tapınması,...
İnsanlık tarihi boyunca en temel kavramlardan biri olarak karşımıza çıkan Allah inancı, farklı dinler, felsefi akımlar ve toplumsal yapılar tarafından ele alınmış, incelenmiş ve farklı yorumlarla şekillenmiştir. İnsanoğlunun bilinç kazanmasından beri varoluşuna dair temel sorular — “Ben kimim?”, “Nereden geldim?”, “Nereye gidiyorum?” — büyük oranda bir yaratıcı fikrine olan ihtiyacı ve merakı tetiklemiştir. Bu noktada “yaratıcı” kavramı İslam’da “Allah” adıyla özdeşleşir ve bu isim etrafında gelişen inanç sistemi hayatın her alanında çeşitli yansımalar bulur. Dolayısıyla, “Allah” kavramının nasıl şekillendiğini ve onun etrafında oluşan anlayışların toplumsal, bireysel ve kültürel boyutlarını anlamak, inanan ya da inanmayan herkes için önemli bir düşünsel...
Tanrı Nasıl Yaratıldı?

İnsanlık tarihi boyunca en temel soru işaretlerinden biri, “Tanrı nasıl yaratıldı?” ya da “Tanrı’nın kökeni nedir?” meselesi olmuştur. Birçok dinde, felsefe ekolünde ve düşünce geleneğinde Tanrı veya ilahi varlığa dair farklı açıklamalar, kavramlar ve inanç modelleri gelişmiştir. Bu kapsamlı makalede, önce İslam’ın Tanrı anlayışına odaklanacak, ardından en popüler beş din (Hristiyanlık, Yahudilik, Hinduizm, Budizm ve Sihizm veya Şinto gibi inançlardan biri) üzerinden Tanrı’nın yaratılıp yaratılmadığı konusunu inceleyeceğiz. Sonraki aşamada tarih boyunca öne çıkan filozofların Tanrı kavramı hakkındaki görüşlerini özetleyecek, en sonunda da kendi düşüncelerimizi paylaşacağız.

1. Giriş

“Tanrı nasıl yaratıldı?” sorusu, özünde Tanrı’nın...
Kur’ân-ı Kerîm’de, Tevrat’taki gibi “613 emir” benzeri, herkesçe kabul edilmiş sabit bir sayıda “emir ve yasak” listesi bulunmamaktadır. İslâm âlimleri, Kur’ân’daki farz (yapılması kesin gerekli), haram (yasak), mendup (önerilen), mekruh (kaçınılan) ve benzeri hükümleri farklı yöntemlerle sınıflandırmış; ancak “Kur’an’da şu kadar tane kesin emir ve şu kadar yasak vardır” şeklinde yeknesak bir liste üzerinde ittifak etmiş değillerdir.

Neden tek ve sabit bir liste yok?
1. Kur’ân’ın Üslûbu: Kur’ân-ı Kerîm, Tevrat’taki gibi “madde madde” sıralanmış hukuk metinlerinden farklı bir üslûpla indirilmiş; ayetler hem itikadî (inanç), ahlâkî (güzel ahlâk), hem de amelî (fiilî hükümler) konuları birbirine sarmalayarak ele almıştır.
2....
Dr. Hause izlerken bir bölümde 613 Emir tanımını duydum ve sizler için ne olduğunu araştırdım.

1. Tanrı’nın varlığına iman et.
2. Başka bir ilaha inanma (Yalnızca Tek Tanrı’ya iman et).
3. Tanrı’nın Birliği’ni kabul et (O’nun tek ve benzersiz olduğunu tanı).
4. Tüm varlığınla Tanrı’yı sev.
5. Tanrı’dan kork (ona derin saygı duy).
6. Tanrı’nın ismini kutsal say, onu lekeleme.
7. Tanrı’ya ibadet et (dua ve kulluk).
8. Tanrı’nın adıyla yalan yemin etme.
9. Tanrı’nın yolunda yürü ve başkalarını da buna teşvik et.
10. Putperest âdetleri benimseme.
11. Şema duasını (sabah-akşam) oku.
12. Tora’yı (Tevrat’ı) öğren ve öğret.
...